Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, bugünkü kongrenin ardından açıklamalarda bulundu. Koç yarınki seçim için umutlu olduğunu ifade etti.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, bugün gerçekleştirilen seçimli olağanüstü genel kurul toplantısının ardından NOW’da açıklamalarda bulundu.
“Kim seçilirse seçilsin inşallah Fenerbahçe için en hayırlısı olur. Kim başkan olacaksa da camianın tez zamanda başkanın etrafında birleşmesi gerekir. Camia gücü için buna ihtiyacımız var. Lehte aleyhte olan herkes Fenerbahçe’nin birliğinden bahsetti. İnşallah kenetlenir, camia gücünü inşa ederiz.
Katılımı düşük buldum, 6 bin civarıydı. İbralar, 3 madde var onların oylanması. Genelde yüzde 75 katılım olur. Aidat ödeyenleri hesaba katınca 39 bine falan tekabul ediyor. Diyelim ki 30-35-40 bin kişi katıldı seçime, en önemli maddeleri 6 bin kişinin olduğu günde oyladık. Bu Fenerbahçe’nin geleceği için çok çok önemli seçim. Onarımı bitirdik, atılım dönemine girdik. Yarın üyelerimizin seçim yapması gerekir. En zor ama en sessiz mücadelemiz mali bağımsızlık mücadelesiydi. Bugün başkan olmak kolay. Yarın kimin seçileceği, 7 yıl verilen emek, ekilen tohumların meyvesini toplamak mı, atılım dönemindeki tesisleşmenin layıkıyla yapılması mı yoksa yepyeni bir sayfa açıp serüvene girmek mi bunun kararını verecek Fenerbahçeliler. Katılımı özellikle rica ediyorum. Lehimize olan birçok insan Ali Koç kazanır diye gelmemişler. Yarın geleceklerini söylediler. Bugünkü tablo aslında çok hoş değildi. Bugün yaşananlar, üyeler üzerinde olumsuz etki yapmış. Buna da sevindim, bu da bize yaradı diyebiliriz.
Futbolla ilgili her şeyi söyleyebilirsiniz ama ibra etmeyen de bir grup vardı. Yüz karası iş yok, kulübümüzü soymadık, müthiş bir ekonomi yarattık. Ancak yetmiyor. Daha da üstüne koymamız gerekiyor. Geldiğimiz nokta itibarıyla bizim başladığımız ve tamamlamamız gereken işler var. Biz 2018’de gelirken 1 numaralı sözümüz mali bağımsızlıktı. Mali konularda kendi kararını vermektir, borçsuzluk demek değildir. Bankalar Birliği anlaşmasından çıkmamız gerekiyor. Bankalar’a olan borcumuzu 347’lerden 69’a getirdik. Büyük fedakarlıkla yaptık. Kulübümüzü hiç lekelemedik, hırsızlık, yüzsüzlük yok. İsmimiz hiçbir zaman bahis, karaborsa, bağlantılı sponsorluklarla anılmadı. Biz Fenerbahçe’nin mali gücünü kendimiz de fedakarlık yaptık. Buraya kadar kulübümüzü getirdik. Birkaç adım daha kaldı. İbra etmemek çok büyük haksızlık olurdu, hakaret olurdu. Geleceğe dönük olarak da olmaması gereken kapıları açabilirdi. Bizim yaptıklarımızdan sonra ibrayı düşünmemek çok büyük art niyet olurdu.”
Moderatörün, “Şahsi olarak 130 milyon Euro’nun üzerinde şahsi olarak sizin kulübün ekonomisine katkınız oldu.” demesi üzerine Ali Koç, “Ben onları bilmem. Sadettin Bey’in biz sanki her şeye paraya bağlıyormuşuz laflarını samimiyetsiz ve çirkin buldum. Bekara kadın boşamak kolay. Tırnaklarımızla buraya gelene kadar canımız çıktı. Bu şekilde konunun ele alınması; işin içinde olmadığı, sıkıntının boyutunu bilmediği için böyle rahat konuşuyor. En büyük başarıyı, başarısız olarak gösteriyor. Kalıcı başarılar için sağlam mali temellere ihtiyacımız var. Olmazsa olmaz. Avrupa futbolunda rakamlar çok değişti, pasta o kadar büyüdü ki… Sadettin Bey’in alıştığı 300-500 bin dolar değil bambaşka rakamlar konuşuluyor. Avrupa’da pasta 4 milyar Euro’lara çıktı. Bugünün dünyası bambaşka. Biz 7/24 çalıştık. İş mesailerimizden kulübe harcadık, çoluğumuzun çocuğumuzun rızkını Fenerbahçe’ye verdik. Sağlığımızı riske ettik. Lafını bile etmedik. Futbol amiral gemisidir, şampiyon olunmuyor diye bütün yapılanları görmüyorsa büyük bir vefasızlıktır. Yaşanan bazı şeyleri hak etmedik. Camia olarak bu şekilde devam edersek ileride çok başkan, çok yönetici yeriz.” dedi.
“11-12-13. maddeler reddedildi.”
“Buna ben çok üzüldüm. Sanki bu madde, bizim için yapılmış bir madde değil. Aziz Başkan döneminde konmuş, 2013, 2014, 2016, 2017, 2018, 2021, 2024’ün tüm gündem maddelerinde var. Birdenbire bu maddeler sorgulanır hale geldi. Bu maddeler Fenerbahçe yönetiminin elini kolunu sağlamadan kararlar almasına imkan sağlayan maddeler. O da kendi elini kolunu bağladı. 2013’ten beri oylanan ve hep geçen bu maddeler, bundan sonra devamlı genel kurula başvurmanız gereken ortama geldi. 3-5 bin kişiden bahsetmiyoruz, 60 bin üyesi olan bir kulüpten bahsediyoruz. İnanamadım, kendisini de aradım. Benden çok Fenerbahçe’ye zarar veriyor. Bu tutumu, stadyumda olmayan kongre üyelerimizin takdirine bırakıyorum. Şekip Mosturoğlu’na gidip ‘sizin döneminizde böyle değil miydi?’ dedim, ‘böyle’ dedi. ‘Söyleyin’ dedim, söylemedi. Sadettin Bey’i aradım, Hulusi Bey aradı, ‘Sen seçilirsen sana da sıkıntı’ dedim. ‘Biliyorum’ dedi. ‘Locanızdakiler destekleyin’ dedim, desteklemediler. Gördüğüm kadarıyla bu madde reddedilince hoplayıp zıpladılar. Bir proje anlatın dedikten sonra bir video hazırladılar. Orada en önemli proje, kuracağı gayrımenkul fonu. En çok onun ihtiyacı var o zaman. Bu maddelere tüm yönetimlerin ihtiyacı var. Anlamıyorum bunu. İbra ettik o zaman bu maddeler de bir ders verelim mi deniyor. Bu açık ve net bir şekilde çok tutarsız bir yaklaşım. O da biliyor sıkıntı yaratacağını. ‘3 ay sonra genel kurul yapar, izni alırım’ diyor olabilir. ‘Ali Koç gibi düşünüyorum ama beni destekleyenler böyle istiyor’ diye rüzgara kapılmış olabilir. Fenerbahçe’yi yönetenlerin bu maddelere ihtiyacı varw. Bu madde ilk defa konsa, anlatılamadı falan ama 7 kongrede geçmiş, 8’incisinde reddedilmiş. Olacak iş değil.”
“Maddelerin reddedilmesi Emlak Konut projesini etkiler mi?”
– Ali Koç: “Orada el sıkışıldı, askıya çıkıldı, etkilememesi lazım. Kenan Evren Lisesi’ni etkiler. Maltepe’yi geliştiriyoruz, etkilememesi lazım. Ancak en küçük taşınmazla ilgili karar vermek gerekirse genel kurula gitmek zorundayız. İnanamıyorum, gerçekten inanamıyorum.”
“Hulusi Bey, bugün kürsüde anlatamadı. Dili döndüğü kadar anlattı. Elindeki kağıtta o yazmıyordu. Sadettin Bey ne olmak istiyor? Başkan. Ali Koç ne istiyor? Başkanlık. Disiplin Kurulu’ndaki arkadaşın küfürleri söylemeye dili varmadı. Başkan olmak isteyen insan ve yanındaki insanlar, Fenerbahçe başkanlık makamına olan küfrü onaylamadılar. İnanamadım. Karaborsada oy birliğiyle olur değil mi? Oy çokluğuyla oldu. Hayret verici bir şey. Yarın bir gün bu küfürler sana da gelebilir. Bugün ihraç hiç olmasaydı daha da tehlikeli olabilirdi. Et edebildiğin küfür. FBTV’de en çok ben eleştiriliyordum. Eleştiriye benden daha açık adam bulamazsınız. Sen hakaret edeceksin, başkanlık makamına ağza alınmayacak küfürler edecek, sosyal medyada paylaşacaksın; başkanlık makamına aday olan kişi onaylamayacak. Başka bir insan çıktı karşıma. Tezahüratlar seçim kazandırmıyor. Geçen sene de ne tezahüratlar yapılıyordu. Sandığa giden oylar kazandırıyor. Adeta bir maç havasında ilk gün geçirdik. Genelde böyle olur. Genelde de en çok bağıranlar, sonunda kazanmıyor. Popülist davranış şeklini doğru bulmuyorum. Yahu kardeşim senin de ihtiyacın olan maddeler varsa bunu cesaretle onaylatacaksın. Kongre üyelerine sözün geçmez ama yanındakiler reddedilince hoplayıp zıpladılar. Hakikaten bilmiyorlar belki de konuları. Sadece Ali Koç’a gol atalım diye yaptılarsa daha da facia, bu insanlara kulüp teslim edilecek. 1.5 öncelikli hedefimiz var, vaadimiz var. Biri şampiyonluğa ulaşmak, o şampiyonluğa ulaşabilmek için de en büyük transfer olan tribün, camia birlikteliğini inşa etmek. Öbürleri yolda gidiyor, mali bağımsızlık, çok önem verdiğim Maltepe… Limit açmak için Yusuf’u satmakla suçladı biri. Çocuğu aldınız, 19 maça çıkmış, 22 milyona satmışsınız değil, sen nasıl limit açmak için satarsın. Şampiyonluğa niye bu kadar inanıyorum, niye ilk defa sözünü veriyorum? Popülist davranmak için değil. Kurduğum kadro, kuruluş şekli, getirdiğimiz hoca, camia ve yönetim kurulunun kudreti ve çok ama çok inanıyorum yapı olayında yaşayacağımız gerilemeler. Elimizdeki bilgi ve belgelerle hareket gelmezse kolay kolay bir daha Türk futbolunda hareket olmaz. O yüzden hakemler beni istemiyor.”
“Sayın Saran ‘Biz neden şampiyon olamıyoruz biliyor musun, taraftarı sürekli suçladınız. Teknik direktör sürekli değiştiriyor, son günlerde alelacele transferler getirdiniz. Yapı yapı diyerek hocalarınızı, takımınızı şampiyon olamayacağına inandınız.’ diyor, olacak gibi değil. ‘O zaman şampiyon olabilir miyiz? Hayır, Fenerbahçe’ye rahat yok.’ deyip yapıya giriyor. ‘Alanya maçında tiyatro sergilendi. İsimler değişiyor operasyonlar değişmiyor. Fenerbahçe karşıya yapılan bu operasyonlar haftalık gündem değil, yıllardır süregelen sistematik bir anlayışın sonucudur’ diyor. Hayda! Yapı var mı yok mu Sadettin Bey! Alanya maçı bize yapılmış bir operasyon dediğim için herhalde, ‘Ne Alanya’sı yıllardır yapılıyor’ diyor. Yıllardır yapılıyor olması Fenerbahçe’nin bazı şampiyonluklarında bu konunun etkisi olduğunu göstermez mi? Aziz Başkan döneminde 7 senede 3 şampiyonluk verdi, bizim dönemimizde en az 2 şampiyonluk çalındı. Yapı var mı yok mu Sayın Sadettin Saran. Benle görüştü bir şey yapabilir miyiz diye, TFF ile konuşalım dedim. Fenerbahçe seçimleri, hakemlerin dikkatinde. Niye hakemler beni istemiyor? Fenerbahçe’den başka tekerlerine çomak sokan var mı? Fenerbahçe üstlerine gidiyor koşu testlerinin, whatsapp konuşmalarının… Hakemlerin binlerce davasını kim deşifre etti? Sonra TFF önlem aldı. Tabii ki istemezler. Bizden başka mücadelesini veren yok! 2 Nisan’ı dile getirdiler! 2 Nisan’dan beri neler oldu Türkiye’de; 2 Nisan’dan sonra TFF seçime gitmek zorunda kaldı. ‘Hayatta kaybetmez’ denen başkan kaybetti. FETÖ’den arınmış bir TFF geldi. Sonra ne oldu? İkinci yarı yabancı VAR geldi. Bir derbi maçına tamamen yabancı hakemle çıktı. Birçok hakem artık yok. Biz bunu camia gücü olmadan yaptık. Camia içinde de sulandıranlar oldu. Sadettin Bey’e soruyorum, yapı var mı yok mu, yapı etkili mi değil mi şu dönemde? Onu soruyorum. Yapı yapı diye mazeret üretmeyin diyor ama Alanya maçında var, yıllardır var diyor. 2 Nisan’dan önce zorbalıkla bir şampiyonluğumuz daha çalınacaktı ve çalındı.”
“Sadettin Bey’in bahis şirketi olması suç değil ki, hakkı. İmtiyaz almış. Mevzuat kanun net ama haksız. Futbol ailesindeysen bahiste olamazsın diyor, direkt veya dolaylı. Futbol ailesinde değilken devretmen bekleniyor. Başkan seçilirsen futbol ailesindesin. Vicdan olarak bakınca o tarafı haksız. Hem başkanlığı kazanamama hem şirketten olma riskin var. Başkan seçilirsin, bir müddet verilir devredersin, öyle bir şey yok kuralda. Sadettin Bey seçilirse pazartesi 9’dan itibaren Fenerbahçe başkanlık makamının inisiyatifi başkasının elinde, TFF olur bakanlık olur. Gereken yapılmazsa FIFA devreye giriyor. Biz son güne kadar bekledik. Bakan bey ile Sadettin Bey’in bilgisi dahilinde, kendisi de başvuru yapmış o da güzel. Sadettin Bey bunun sıkıntı olduğunu biliyor. Niye bekliyor 22 Ağustos’a kadar. Bana sorarsanız Fenerbahçe’ye bunu bitirip aday olması lazımdı. Ona da hakkını vermek lazım, çok süre yoktu ama kampanyası, adaylığı daha önceden başladı. Bunu önceliklendirmemek bir kumar. Pazartesi hiçbir şey olmaz, 1 yıl hak mahrumiyeti yiyebilir. Fenerbahçe’nin başkanlık durumu, Fenerbahçe’nin dışındakilerin elinde olur. Bilmelerine rağmen çok hafife alıyorlar bu konuyu. Diyelim ki devir iznini verdi bakanlık ya da Spor Toto. Başvurusu var. Hisseleri kızına devrediyor. Kızı da dolaylı. Bakanlık müsaadeyi verdi ama TFF, FIFA’yı çözmüyor bu iş. Birinci dereceden akraba yine. Ben mi abartıyorum diye bakıyorum. Son güne kadar bunu hadise yapmadık ama yarın seçim. 1 ayda cevap verilmiyor. Yarın bakanlık kalkar, başka bir karar verir bilemem. Fenerbahçe Kulübü’nün başkanı olarak benim için ülkem, ailem, kulübüm, bu üçlü etrafında dönüyorum. Ben her şeyi unutup ikaz ediyorum, bu sıkıntıyla. Tüzük aday olabilir diyor, TFF ve FIFA futbol ailesinde olamaz, yönetici de olamaz diyor. Pazartesi günü saat 9’da Allah korusun bize bir şey gelse, biz bahisle, rakibimizin bahis işleriyle uğraşan, mücadele eden konumdayken birdenbire bambaşka bir konuma geleceğiz. Bahis konusundan hak mahrumiyeti yersek bambaşka noktaya geleceğiz. Son güne kadar izin verilir, Bakan Bey’den izin istedik seçimden önce verin, mağduriyet olmasın diye. Ben bunu çılgınca bir risk olarak görmüyorum.”