Böyle hissettiğiniz zamanlar olmuş muydu?
- Arkadaşına önemli bir mesaj atıyorsun, saatlerce cevap gelmiyor. İlk aklına gelen: “Kesin bana kırıldı.“
- Patronun o gün sana selam vermeden odasına giriyor. Beynindeki alarm zilleri: “Dün gönderdiğim raporu beğenmedi, başım dertte.“
- Yeni başladığın bir diyette bir gün kaçamak yapıyorsun. İç sesin: “İşte yine bozdum, bu iş asla olmayacak.“
Eğer bu senaryolar tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. Beynimiz, belirsizlikten nefret eder ve boşlukları en hızlı, genellikle de en kötü senaryo ile doldurmaya bayılır. Peki, bu anlık yargılama tuzağından kurtulmanın ve daha akıllıca düşünmenin basit bir yolu olsaydı? İşte karşınızda, formüllere boğulmadan hayatınıza katabileceğiniz harika bir zihinsel araç: Bayesyen Düşünce.
Bayes mantığı nedir?
Bayesyen Düşünce, en temelde, yeni bir bilgi geldiğinde mevcut inancını ne kadar değiştireceğini ölçme mantığına dayalı. 4 adımda açıklayabiliriz:
- Bir Tahminin Var: Aklında bir konuyla ilgili bir inanç var. (“Arkadaşım bana kırgın.”)
- Yeni Bir Kanıt Gelir: Durumla ilgili yeni bir bilgi, bir gözlem veya bir haber öğrenirsin. (“Arkadaşımın Instagram’da aktif olduğunu gördüm.”)
- Kanıtı Tartarsın: Bu yeni bilgi, ilk tahminin doğru olsaydı beklenen bir şey mi? Yoksa tahminin yanlış olsa bile ortaya çıkabilecek bir durum mu?
- Tahminini Güncellersin: Gelen kanıta göre ilk inancını biraz artırır veya azaltırsın.
Hepsi bu! Kesin yargılara varmak yerine, bir dedektif gibi kanıt topladıkça fikrini ölçülü bir şekilde ayarlamak.
Hadi uygulamaya geçelim: Kendi “İnanç Termometreni” oluştur
Bu düşünce tarzını alışkanlık haline getirmenin en güzel yolu, bir “Bayesyen Güncelleme Günlüğü” tutmaktır. Aklını kurcalayan bir yargı olduğunda şu 5 adımı izle:
Adım 1: Hipotezini yaz (Aklındaki yargı ne?) Seni rahatsız eden o düşünceyi net bir şekilde yaz.
- Örnek: “Yeni iş arkadaşım Ayşe benden hoşlanmıyor.”
Adım 2: Başlangıç tahminini belirt (% Kaç inanıyorsun?) Hiç düşünmeden, içinden gelen ilk hisle bu yargıya ne kadar inandığını bir yüzde olarak yaz. Dürüst ol!
- Örnek: “Buna %80 inanıyorum. Çünkü benimle hiç konuşmuyor ve hep mesafeli duruyor.“
Adım 3: Kanıtı yaz ve değerlendir (Ne gördün, ne duydun?) Şimdi dedektiflik zamanı. Bu inancını destekleyen veya çürüten yeni bilgileri yaz. Ama kendine şu kritik soruyu sor: “Bu kanıt ne kadar güvenilir?”
- Örnek: “Bugün toplantıda sunduğum fikre göz devirdiğini gördüm.” (Bu, hipotezi destekliyor gibi.)
Adım 4: Tahminini ayarla (Yeni yüzden kaç?) Yeni kanıt ışığında, başlangıçtaki yüzdende bir değişiklik yap. Artır veya azalt.
- Örnek: “Göz devirme olayından sonra inancım %80’den %90’a çıktı.“
Adım 5: Kayda geçir ve izle Bu basit döngüyü bir deftere veya telefonunun notlar bölümüne kaydet. Zamanla düşüncelerinin nasıl evrildiğini görmek seni çok şaşırtacak.
Günlük hayattan basit bir örnekle pekiştirelim
Gelin en başta konuştuğumuz “mesaja cevap vermeyen arkadaş” senaryosunu bu adımlarla ele alalım.
Durum: Yakın arkadaşın Can’a akşamki planla ilgili bir mesaj attın, 4 saat geçti ve cevap yok.
- Adım 1 (Hipotez): “Can kesin bana kırıldı veya beni umursamıyor.“
- Adım 2 (İlk tahmin): Duygusal bir anındasın. “Bu düşünceye %70 inanıyorum.“
- Adım 3 (Kanıt toplama):
- Kanıt 1: Can’ın normalde de mesajlara geç döndüğünü hatırlıyorsun. (Taban oranı!) Bu aslında sık yaptığı bir şey.
- Kanıt 2: Instagram’a giriyorsun ve 10 dakika önce bir hikaye paylaştığını görüyorsun. İçin sıkılıyor.
- Kanıt 3: Hikayeye bir bakıyorsun ki, ofiste olduğunu ve ekrana “Yetişecek bu sunum!” yazdığını görüyorsun.
- Adım 4 (Tahmini ayarla):
- Instagram’da aktif olması başta canını sıksa da, ofiste ve yoğun olması çok daha güçlü bir kanıt. Bu kanıt, senin “kırgınlık” hipotezini zayıflatıyor.
- Yeni tahmin: “Can’ın bana kırgın olma ihtimaline olan inancımı %70’ten %15’e düşürüyorum. Muhtemelen sadece çok yoğun.“
Ve birkaç saat sonra Can’dan gelen mesaj: “Kusura bakma, sunum projesinden yeni çıktım. Akşam süper olur!”
Peki bütün bunların amacı ne?
Bu yöntemin amacı “her şeyi ilk seferde doğru bilmek” değil. Amaç, kanıtlara karşı duyarlı bir zihin geliştirmek. Yani, yeni veri geldikçe egoya kapılmadan, katı yargılara saplanmadan fikrini şeffaf ve ölçülü bir şekilde güncelleyebilmek.
Bu, daha az endişelenmek, daha iyi kararlar almak ve insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurmak demektir.
Unutma: “Güncel bilgi, güncellenmiş bir zihin ister.”
Bu hafta aklına takılan ilk yargıyı bu yöntemle bir kenara yazmayı dene. Zihninin nasıl daha berrak hale geldiğini gördüğünde şaşıracaksın!
İlginizi çekebilir: Fermi Problemleri: Hızlı ve pratik akıl yürütme
The post Anında yargılama tuzağından kurtulma sanatı: Bayes Yöntemi appeared first on Uplifers.