Belirsizliklerle yaşarken küçük iyi şeylere tutunmanın gücü

Belirsizlik, daha önce hiç günümüzde yaşandığı gibi yoğun olmamıştı. Ekonomik, siyasi, iş hayatı, sağlık veya ilişki düzeyinde yaşanan belirsizlik sarmalında haliyle zihnin kırılması giderek kolaylaşıyor. Korku ve gelecek kaygısı ekseninde günlük hayata devam ederken, en ufak aksilikte hayattan en kötüsünü beklemek ve çabalamaktan vazgeçmek, hepimizin ortak özelliklerinden biri. Durumun ciddiyeti toplumdaki anksiyete, depresyon ve stres seviyelerinin lokasyondan bağımsız olarak artışını gösteren çalışmalar dikkate alındığında daha net anlaşılıyor. Halbuki, “eğer”ler ve “keşke”ler yerine küçük de olsa mutluluk anlarına odaklanmak, duygusal ve zihinsel dayanıklılığı pekiştiriyor. 

Bununla birlikte herkesin direnç gösterebileceği belirsizlik seviyesi bir diğerine göre farklılaşabiliyor. Kimileri hayatta risk almaktan hoşlanırken kimileri için belirsizlik, devam etmenin önündeki en büyük engellerden biri haline geliyor. Fakat durumun ciddiyeti ne olursa olsun, kaotik zamanlarda küçük iyi şeylere odaklanmak, başlı başına pozitif bir deneyime dönüşüyor. En güzeli de bu olumlu evrene geçiş için denenebilecek büyüklü küçüklü tekniğin bulunması. 

Mikro neşe anlarına tutunmanın faydaları

Çoğumuz farkında olmasak da hayatın büyük bölümü bizim kontrolümüz dışında gerçekleşiyor. Dolayısıyla belirsizlikle dolu bir dünyayla çevrelenmek hayatın sıradan kanunları arasında. Bu durumda belirsizlik anlarında neden bu kadar endişe duyduğunuzu merak ediyor olabilirsiniz. Aslında insanın kontrolü kendisinde sanması, stres ve ruh sağlığı üzerine iyileştirici rol oynayabiliyor. Birçok araştırmaya göre, kontrol kavramını sorgulamak ise kontrolün gerçekten kendinde olmadığını fark etmeye yol açtığından hayattaki dengeleri bozabiliyor ve anksiyeteyi tetikleyebiliyor. Tam tersine bu anlarda olumlu düşüncelere tutunmak, hayatı daha pozitif ve mutlu hale getirebiliyor. Ek olarak şu faydaları sağlıyor:

  • Zorluklar ortaya çıktığında kullanılan duygusal neşe anları, otomatik bariyerler olarak çalışarak duygusal dayanıklılığı artırıyor ve olumsuz durumların ardından toparlanmayı kolaylaştırıyor.
  • Ufak da olsa küçük neşe anları yaratmak, sinir sistemini düzenlemeye yardımcı oluyor ve stres hormonlarını düşürüyor. Örneğin; pencere kenarında kahve içmek, bir arkadaşın kahkasını duymak veya yeşile bakmak beyne “sakinleş” sinyali gönderiyor.
  • Olumsuz şeylere odaklanacak şekilde programlanan insan zihninin dönüşmesine yardımcı oluyor. Şükran pratikleri ve iyi şeyleri fark etme çabası, genel algıyı kırarak hayata farklı bir pencereden bakma şansı sunuyor.
  • Genellikle gelecek kaygıları ve geçmiş pişmanlıkları ile ilgili olan belirsizlik anlarının aksine, anda olma pratiklerini destekliyor. Zihni zorunlu olarak şimdiki ana getiren mini mutluluk anları, yavaşlamaya ve farkındalık gelişimine katkı sağlıyor.

Günlük hayatta fark etmeden geçilen sayısız mikro neşe anları ve parıltılar yer aldığından, sadece bu anlara odaklanmak bile düşünce yapısında ciddi fark yaratabiliyor. Sonuçta, belirsizliklerden endişe duymak sorunuları sihirli bir şekilde ortadan kaldırmıyor. Aksine ruh sağlığını bozuyor, zihinsel netliği ve yaratıcılığı kısıtlıyor, enerjiyi düşürüyor.

Hayattaki küçük mutlulukları nasıl fark edersiniz?

Belirsizlikler karşısında duyduğunuz kaygıdan kurtulmak için uygulayabileceğiniz çok sayıda pratik var. Dikkati pozitif deneyimlere yönlendirmeye yardımcı olan rutinlerle, günlük yaşamdan daha fazla keyif almanız mümkün.

1. Güne niyetle başlayın

Güne başlarken kendinize ufak niyetler belirleyin. Örneğin; “Bugün kendim için bir veya iki değerli an yaratacağım” gibi cümleler kurun ve bunları sesli olarak söyleyin. Böylece beyni pozitif olumlama yoluyla şartlandırır, otomatik pilottan çıkarır ve gün içinde mutluluk anları aramaya davet edersiniz. Bu da aradığınız anları kendi çabanızla yaratcağınız anlamına gelir.

2. Şükran ritüelleri yaratın

Her gün büyük küçük demeden şükran ritüelleri oluşturmak, hayattaki olumlu şeylere odaklanmanın bir diğer kolay yoludur. Örneğin; her gece yatmadan önce hayatta minnettarlık duyduğunuz üç küçük şeyi not ederek, hem bakış açınızı değiştirebilir hem de sinir hormonlarını dengeleyebilirsiniz. Üstelik bu sayede uykuya geçişi kolaylaştırır, kendi mini dijital detoks alanınızı yaratır ve ertesi güne dinlenerek başlama ihtimalini artırırsınız. Sadece gün batımının ne kadar harika olduğunu veya sıcacık yatakta oturmanın hissettirdiği konfora odaklanarak bile şükran pratiği yapabilirsiniz.. 

3. Anın tadını çıkarın

Gün içinde bir parıltı fark ettiğinizde durup tadını çıkarmaya odaklanın. İçinde bulunduğunuz anı tüm duyularınızla deneyimlemek, her günün sıradan geçme hissinden korunmaya ve umudu kazanmaya yardımcıdır. Örneğin; sıcak bir içecek yudumlarken kokusunu ve tadını bilinçli şekilde duyumsayın veya doğada yürürken dalların hışırtısına, rüzgarın sesine, kuşların kanat çırpışına dikkat edin. Her gün içinden geçmenize rağmen fark etmediğiniz bu güzellikleri hissederek, aslında ne kadar özel anlar biriktirdiğinizi daha iyi anlayabilirsiniz. Ancak her ihtimale karşı daha sonra hatırlamak için fotoğrafını çekmek de iyi bir fikir olabilir.

Gün içinde tekrarlayan rutinler, hayattaki heyecanı azaltarak yeni şeyler keşfetme isteği önündeki en büyük engellerden. Bu engeli ortadan kaldırarak kaygıyı gidermek ise ufak kazanımlarla gayet mümkün. Her zaman büyük hedeflere ulaşmak zorunda olmadan da mutlu olabileceğinizi keşfetmek, belirsiz dönemlerdeki en büyük yardımcınıza dönüşebilir.

Kaynak: psychologytoday, helpguide

İlginizi çekebilir: 10 adımda pozitif düşünme alışkanlığı edinmenin yolları

The post Belirsizliklerle yaşarken küçük iyi şeylere tutunmanın gücü appeared first on Uplifers.