Bunaldığında nefes almanı sağlayacak 6 küçük adım 

Yoğun iş temposu, günlük hayat mücadelesi ve hıza yetişme çabası sebebiyle hepimiz bazen boğulmuş ve bunalmış hissediyoruz. Etrafımızdaki dünyayı kontrol edemediğimizden fırtına dinene kadar beklemek istiyor fakat kafamızdan uzaklaştıramadığımız kötü düşüncelere takılıp kalıyoruz. Bir an iyi, bir sonrakinde kötü olduğumuz bu kısır döngüde belki bazılarımız herkesi hayal kırıklığına uğrattığına inanıyor, belki de herkesin ve her şeyin gerisinde kaldığına. Eğer zaman zaman kapınızı çalan bu tür negatif düşüncelere ve bunalmışlık hissine aşinaysanız, kulübe hoş geldiniz. Bu anlarda ihtiyacınız olan şey her zaman küçük adımlardan gizlidir. 

İşte, hayatta nefes alamadığınız anlarda ruhunuzu dinlendirmenize yardımcı olacak pratik yöntemler!

 

Her şeyi çözmeye çalışmaktan vazgeçin. Bazen kendinizi yorgun ve bunalmış hissettiğinizde, sanki beyninizde aşırı yükleme olur ve aynı anda onlarca tarayıcı sekmesi açılıymış gibi gelir. Düşünceler arası gidip gelirken hiçbirine gerektiği gibi odaklanamaz, haliyle herhangi bir soruna çözüm bulamazsınız. Ya da bulsanız bile çözüm beklediğiniz kadar efektif olmaz. Çünkü her şeyi sihirli bir değnekle bir anda yok etmek ve çözüme kavuşturmak ne yazık ki mümkün değildir. Üstelik bir sorun üzerine fazla kafa yormak da onu çözmenizi sağlamaz. Bu anlarda biraz durup kendinize hayattaki her şeyi çözmek zorunda olmadığınızı hatırlatabilirsiniz. Özellikle içinde bulunduğunuz anda tüm sorunları ortadan kaldırmanıza gerek yoktur. Bu tür zorunluluklar, daha çok kendinize getirdiğiniz sınırlamalar olduğundan, arada bir kendinize kontrolün her zaman sizde olmadığını hatırlatmanızda fayda var. Tek seferde küçük ve tek bir görevi tamamlayın. İçine düştüğünüz çoklu görev sarmalında tamamlamanız gereken sorumluluklar her seferinde çığ gibi büyeyebilir. Bu durum sizi aynı anda birçok işle uğraşmaya itse de sürekli bir yetişememe veya yeterince hızlı olamama durumu söz konusudur. Sürecin devamında elbette aşırı çalışma, buna rağmen görevleri tamamlayamama, sürekli yorgun ve stresli hissetme, kendi üretkenliğini sorgulama gibi sorunlar devreye girer. Bu anlarda durun ve kendinize önünüzdeki 5-10 dakika içinde hangi görevi gerçek anlamda tamamlayabileceğinizi sorun. Bir iş maili yanıtlamak, randevu almak ya da fatura ödemek gibi küçük fakat hızla tamamlanacak görevlere odaklanın. Çok fazla gibi görünmese de bu basit teknik sayesinde aklınızı kurcalayan birçok ufak görevden kolaylıkla kurtulabilirsiniz. Duyusal şeylere odaklanın. Anksiyete kapıyı çaldığında sadece zihni değil, tüm bedeni ele geçirir. Aniden aynı anda stresli, bunalmış ve yorgun hissedersiniz. Bu anlarda mantıklı karar almak teknik olarak mümkün değildir. Dolayısıyla kaygıdan kurtulmak için düşünmek yerine fiziksel olarak odaklanmayı deneyin. Örneğin; soğuk bir duş alın, elinizi yüzünüzü yıkayın, bir bardak su için veya rahatlatıcı bir koku sürün. Bu tür ufak hamleler bile kaygı seviyelerini düşürerek dengeye gelmenize yardımcı olabilir. Kendinizi rahatlatıcı duyulara odaklayarak sarmal düşüncelere girmekten kaçınabilirsiniz. 10 dakikalık yenilenme anları yaratın. Telefon veya herhangi bir teknolojik aletin olmadığı 10 dakikalık mini bir yenilenme arası size çok iyi gelebilir. Özellikle de yorgun ve bunalmış hissettiğiniz anlarda… Üzerinizdeki stresi atmak için kendinize bir zamanlayıcı edinin ve gün içinde ufak yenilenme anları yaratın. Başlı başına bir lüks gibi hissettiren bu anlarda İskandinav yaşam felsefesi hygge’den ilham alabilir, meditasyon pratikleri yapabilir veya sadece bulunduğunuz anın tadını çıkarabilirsiniz. Sadece 10 dakikalık bir anda kalma hali bile gün akışına geri döndüğünüzde daha iyi odaklanmanıza ve memnun hissetmenize yardımcı olabilir. Kendi kendinize konuşurken şefkatli olun. Kaygılı anlarda kendinize karşı daha tahammülsüz ve yıpratıcı olabilirsiniz. Çünkü bu anlarda beyin bambaşka bir moda girerek içindeki tüm öfkeyi kusacak hale gelebilir. “Bunu nasıl yapamazsın?”, “Neden başarısızsın”, “Hayatın gerisinde kaldın” gibi cümleler hiçbir şeyi çözmenizi sağlamaz. Aksine, birçoğu sandığınızdan daha derin yaralar açar. Kendi kendine konuştuğunuz bu anlarda, kullandığınız dilin farkına varın ve onu daha yapıcı hale getirin. Örneğin; “Başarısız değilsin”, “İyi gidiyorsun”, “Her şey yolunda” gibi cümleler kurarak kendi kendinizi telkin etmeye çalışın. Böylece yaşadığınız kaygı hemen uzaklaşmasa da en azından kendinize boş yere yüklenmemiş olursunuz. Bazı günlerin düşük tempoda geçmesine izin verin. Haftanın veya ayın belirli günlerinde, kendinizi şarjı düşük bir telefon gibi düşünün ve dinleme moduna alın. Enerjiniz tamamen dolana kadar da sizi zorlayacak görevlerden ve kişilerden kaçının. Evden çıkmadan tüm günü kendine ayırmak, rahat kıyafetler giymek, kitap okumak veya yumuşak yoga akışları denemek gibi birçok rahatlatıcı pratiği düşük tempo rutinlerine ekleyebilirsiniz. Önemli olan, bazı günleri herhangi bir kazanım edinmeden geçirmenin normal olduğunu kabullenmeniz ve kendinize iyi davranmanız. collectionsGaleri için tıkla

The post Bunaldığında nefes almanı sağlayacak 6 küçük adım  appeared first on Uplifers.