Yapay Zekâ, Dunning-Kruger Etkisine Yeni ve Karanlık Bir Boyut Katıyor

Dunning-Kruger etkisi olarak bilinen bilişsel yanılgı, en yetersiz kişilerin kendi becerilerini abartırken, gerçekten yetenekli olanların yetilerini küçümsemesiyle tanımlanıyor. Şimdi yeni bir araştırma, yapay zekâ çağında bu etkinin farklı bir biçimde ortaya çıktığını gösteriyor.

Computers in Human Behavior dergisinde yayımlanan “AI Makes You Smarter But None the Wiser” başlıklı çalışma, 500 katılımcının ChatGPT desteğiyle ve kendi başlarına mantık problemleri çözmesini inceledi. Katılımcıların yarısı, hukuk fakültesi giriş sınavı LSAT’ten alınan 20 mantık sorusunu ChatGPT yardımıyla çözdü; diğer yarısı ise soruları yalnızca kendi bilgisine güvenerek yanıtladı. Sonrasında herkes, kendi performansını değerlendirdi, ayrıca doğru tahminde bulunanlara ek ödeme sözü verildi.

Sonuçlar çelişkiliydi: ChatGPT kullanan grup puanlarını belirgin biçimde artırdı, ama aynı zamanda kendi performanslarını ciddi biçimde abarttı. İlginç olan, bu aşırı özgüvenin en çok “AI okuryazarı” olarak tanımlanan katılımcılar arasında görülmesiydi. Araştırma ekibinden Robin Welsch, Aalto Üniversitesi’nin açıklamasında şöyle diyor:

“Yapay zekâ söz konusu olduğunda Dunning–Kruger etkisi ortadan kalkıyor. Ancak şaşırtıcı olan ise AI okuryazarlığı arttıkça özgüvenin de aşırı artması”. 

Welsch bu çelişkiyi, teknik bilgiye sahip kişilerin araçla kurduğu etkileşim biçimiyle açıklıyor: “AI okuryazarı kişilerin hem sistemlerle daha iyi etkileşim kurmasını hem de kendi performanslarını daha isabetli değerlendirmesini beklerdik; ama durum tam tersi çıktı.

Zekâ Desteği, Kör Özgüven

Araştırmacılar, katılımcıların ChatGPT’yi çoğunlukla “tek atımlık” bir araç gibi kullandığını, yani her mantık problemi için yalnızca bir soru sormakla yetindiklerini belirtiyor. Futurism’in haberine göre bu durum, psikolojide “bilişsel boşaltma” (cognitive offloading) adı verilen olgunun bir örneği: İnsanlar, düşünme sürecinin yükünü giderek daha fazla yapay araçlara devrediyor. Böylece yalnızca problem çözme değil, kendi başarılarını ölçme becerisi de yapay zekâya teslim ediliyor.

Çalışma aynı zamanda ilginç bir çelişkiyi gün yüzüne çıkarıyor: İnsanlar, yapay zekâ kullanarak objektif olarak daha doğru sonuçlara ulaşırken, öznel olarak daha yanılgıya açık hale geliyorlar. Başka bir deyişle, yapay zekâ “zeka”yı artırıyor ama “bilgeliği” azaltıyor.

Bu durum; AI araçlarının eğitimde, akademide ve profesyonel alanlarda nasıl kullanılacağına dair önemli soruları gündeme getiriyor. Teknolojiye aşina olmak, onu daha eleştirel kullanmayı garanti etmiyor. Aksine, uzmanlık duygusu yanlış bir güven inşa edebiliyor ve bu da gerçek hatayı görmeyi zorlaştırıyor.

Yapay Zekâ Çağında Bilgelik Krizi

Aalto Üniversitesi’nin haberine göre araştırmacılar, yapay zekânın insanlar üzerindeki bu etkisini bir tür “bilgelik kaybı” olarak tanımlıyor. İnsanların yapay zekâdan gelen yanıtları sorgulamak yerine doğrudan kabullenme eğiliminde olduğu gözlemleniyor. Bu da hem eleştirel düşünme yetisinin hem de bilişsel özerkliğin erozyona uğradığına işaret ediyor.

Belli ki asıl tehlike, yapay zekânın hatalı olması değil onun yardımıyla kendimizi yanıltacak kadar emin hale gelmemiz. Dunning–Kruger etkisi artık yalnızca insan doğasının zaafı değil algoritmalarla hızlandırılmış, görünmez bir aynaya dönüşmüş durumda.

The post Yapay Zekâ, Dunning-Kruger Etkisine Yeni ve Karanlık Bir Boyut Katıyor appeared first on Terrabayt.